
Çorum'da 5-6 Mayıs 2025 tarihlerinde düzenlenen "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" semineri, Millî Eğitim Bakanlığı'nın öncülüğünde gerçekleştirildi. Bu etkinlik Türkiye'nin eğitim vizyonunu yeniden şekillendirmeyi amaçlayan modelin tanıtımı açısından önemli bir adım oldu.
"Kavramlardan Uygulamaya: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" başlıklı seminerde, Program geliştirme sürecinin teorik arka planı ve felsefesi başta olmak üzere modelin temel bileşenleri olan öğrenci profili, erdem-değer-eylem çerçevesi, ölçme ve değerlendirme süreci ve beceriler çerçevesi detaylı bir şekilde ele alındı. Model milli ve manevi değerler doğrultusunda şekillenen yapısıyla toplumsal gelişime katkı sunmayı hedeflemektedir.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Genel Çerçevesi ve Erdem-Değer-Eylem Çerçevesi
Prof. Dr. Bayram Özer – Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin merkezinde yer alan Erdem–Değer–Eylem Çerçevesi, bireyin eğitim sürecini sadece bilişsel bir aktarım süreci olmaktan çıkararak, kişilik inşasına ve toplumsal sorumluluğa dayalı bütüncül bir gelişim anlayışıyla ele almıştır. Bu çerçeve modern eğitimin sıklıkla ihmal ettiği anlam, aidiyet ve karakter gibi boyutları merkeze alarak, eğitimde ahlaki ve etik sorumluluğu yeniden tanımlamayı amaçlamaktadır.
Müfredatta yer alan erdem bireyin hem kendisine hem de yaşadığı topluma karşı taşıdığı yüksek sorumluluk bilincini temsil etmektedir. Modelde erdem bireyin davranışlarının temelini oluşturan köklü nitelikler olarak tanımlanmakta ve sabır, adalet, merhamet, doğruluk, çalışkanlık ve hikmet gibi değerlerle örülü bu yapı, bireyin iç dünyasında anlamlı bir kişilik zeminini oluşturmaktadır. Bu yönüyle eğitimin hedefinde erdem ile mesleki yeterlik ile birlikte bilge, erdemli, vicdanlı ve hikmet sahibi bireyler yetiştirme ideali somutlaştırılmaya çalışılmaktadır.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, değer eğitimini yüzeysel bir etik aktarım olarak değil, toplumsal belleğin, kadim medeniyet mirasının ve milletin ahlaki kodlarının öğrenciyle yeniden buluştuğu dinamik bir süreç olarak ele almaktadır. Prof. Dr. Bayram Özer'e göre bu model, bireyin değerlerle ilişkisini normatif değil, yapıcı bir bağlamda ele alarak bireysel öz farkındalık, toplumsal sorumluluk ve ahlaki muhakeme becerilerini ele almaktadır. Bu bağlamda değerler bireyin hem bireysel eylemlerini hem de kolektif kararlarını yönlendiren temel pusulalardır.
Modelin üçüncü sütunu olan eylem, bireyin edindiği erdem ve değerleri davranışa dönüştürmesiyle ilgilidir. Modelde yer alan "eylem" bilgiyi içselleştirip hayatın farklı alanlarında sorumluluk alarak uygulamak anlamına gelmektedir. Eylem basamağı ile bireyin sadece teorik bilgiyi taşıyan değil, bu bilgiyi erdemli ve anlamlı bir yaşam çerçevesinde harekete geçiren bireyler yetiştirmek modelin en temel hedeflerinden biridir. Bu bağlamda öğrencilerin gönüllülük, toplumsal hizmet, çevre duyarlılığı, dayanışma ve liderlik gibi sahici etkinliklerle eylemde bulunmaları beklenmektedir. Prof. Özer'in ifadesiyle, "eylemsiz değer, anlamını yitirir; eyleme dönüşmeyen eğitim, kalıcı bir kişilik inşası sağlayamaz."
Prof. Dr. Bayram Özer'in ifadesiyle Erdem–Değer–Eylem Çerçevesi Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin felsefi omurgasını oluşturmaktadır. Bu çerçeve eğitim sistemine niceliksel başarı ölçütlerinin ötesinde, insanı anlamaya, kişiliği inşa etmeye ve toplumu dönüştürmeye yönelik bir bakış kazandırmaktadır. Öğrencilerin yalnızca akademik başarıya değil, aynı zamanda erdemli bir hayata yönlendirilmesi, bu modelin çağdaş eğitime getirdiği en güçlü katkılardan biridir.
Seminerin açılış programına Çorum Valisi Ali Çalgan ve İl Milli Eğitim Müdürü Cemil Çağlar da katıldı. Programda Eğitimci olarak 7 farklı ilden 7 akademisyen gönüllü olarak katılım sağlayarak Çorumda görev yapan 100 okul müdürü ve 100 öğretmen ile Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile ilgili tecrübelerini paylaştılar. Prof. Dr. Burhan Akpınar, Doç. Dr. İbrahim Çetin, Doç. Dr. Mehmet Ali Gündoğdu, Dr. Abdullah Eker, Dr. Ünal Akyüz ve Uzman Şafak Cansu Cirit programa farklı illerden gelerek 2 gün boyunca okul müdürü ve öğretmenler ile birlikte çalıştılar. İki gün süren program boyunca, modelin oluşturulmasında görev alan akademisyenler tarafından sunumlar gerçekleştirildi. Eğitimcilerin yoğun ilgi gösterdiği seminerin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin sahada etkili bir şekilde uygulanmasına katkı sağlaması bekleniyor. Yeni modelin eğitim sistemine getireceği yeniliklerle öğrencilerin gelişimine önemli katkılar sunması hedeflenmektedir. Modelin başarılı bir şekilde uygulanması, Türkiye'nin eğitim alanındaki hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynayacaktır.
Eğitim süresince aşağıdaki konularda eğitimler gerçekleştirilmiştir.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin Felsefi ve Teorik Arka Planı
Prof. Dr. Burhan Akpınar – Fırat Üniversitesi
Bu model sadece bir öğretim programı değil, aynı zamanda bir maarif paradigması ve insan tasavvuru teklifidir. TYMM yüzeysel bir program değişikliğinin ötesine geçerek, "Nasıl bir insan?", "Hangi bilgi?" ve "Ne amaçla eğitim?" sorularına felsefi derinliği olan yanıtlar vermeye çalışmaktadır. Eğitim ile felsefe arasında köklü ve karşılıklı bir ilişki vardır. Zira eğitim insanı dönüştürme çabasıdır. Bu çaba ise ancak ontolojik, epistemolojik ve aksiyolojik temellere yaslanarak anlamlı hale gelir. TYMM'de bu temellerin açıklaması aşağıdaki şekildedir:
- Ontolojik olarak öğrenci "eksik insan" değil, yetkinliğe aday bir özne olarak ele alınmaktadır.
- Epistemolojik olarak bilgi artık sadece aktarılacak bir içerik değil, bilgelik ve çok yönlü düşünme ile harmanlanacak bir değer olarak kullanılmaktadır.
- Aksiyolojik olarak ise eğitim süreci, bilgi ve becerinin ötesinde erdem ve ahlak ile taçlandırılmaktadır.
TYMM'nin temel referansı insan-ı kâmil anlayışıdır. Bu modelde insan aklı, kalbi, iradesi ve bedeniyle bir bütündür. Bu bütünlük "Erdem-Değer-Eylem" üçlüsüyle somutlaştırılmış ve bilgi, beceri ve ahlak arasında köprüler kurulmuştur. Bu yönüyle TYMM yalnızca bir müfredat modeli olarak değil aynı zamanda bir yaşam felsefesi olarak da düşünülmelidir. Bu yüzden müfredat değişimi sadece pedagojik değil, aynı zamanda ontolojik bir gerekliliktir. Zira değişim varlığın doğasında vardır. TYMM mevcut küresel değişim ve dönüşümlere cevaben geliştirilmiş pozitivist, pragmatist, realist ve kısmen idealist öğeleri harmanlayan holistik bir yapıya sahiptir.
Modelin adında geçen "Türkiye Yüzyılı" vurgusu, sadece bir zaman ifadesi değil, aynı zamanda felsefi bir hedef, politik bir irade ve medeniyet temelli bir arayıştır. "Maarif" kavramı ise eğitimden farklı olarak içsel talebe, gönüllülüğe ve derinliğe işaret etmektedir. Bu model öğrenciyi nesne değil özne olarak gören, öğretmeni ise sadece bilgi aktaran değil, erdem rehberi olarak konumlandıran bir felsefeye sahiptir.
Sonuç olarak TYMM;
- Bilmekten Yapmak'a,
- Ezberden Bilgeliğe,
- Nesneleştirmeden Öznel Gelişime,
- İthal'den Milli'ye geçişi hedefleyen bir arayıştır.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde Ölçme ve Değerlendirme
Uzman Şafak Cansu Cirit – Sivas İl Milli Eğitim Müdürlüğü
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli müfredat değişikliğinin yanında bir anlayış dönüşümünü de temsil etmektedir. Bu anlayışın en hayati yansımalarından biri, öğrenciyi merkeze alan, bütüncül, nitel ve gelişim odaklı bir ölçme-değerlendirme sisteminin kurulması yönündeki güçlü iradedir. TYMM ile birlikte ölçme-değerlendirmede bilgi tekrarına ve ezberci ölçütlere dayalı geleneksel anlayış terk edilmekte, onun yerine öğrencinin anlama, yorumlama, uygulama ve değer üretme becerileri ön plana çıkarılmaktadır. Bu yönüyle model Bloom taksonomisinin üst düzey düşünme becerileri ve bilgelik temelli bir yaklaşımı benimsemektedir.
TYMM'de ölçme ve değerlendirme süreci bir "sonuç" belirleme faaliyeti olmakla birlikte aynı zamanda öğrenme sürecini besleyen ve yönlendiren bir araç olarak planlanmıştır. Bu bağlamda öğrencinin bilişsel, duyuşsal ve psikomotor alanlardaki gelişimini izleyen çok boyutlu, sürece dayalı, gelişimsel ölçme yaklaşımları öne çıkmaktadır.
Modelin en önemli felsefi dayanaklarından biri olan "erdem–değer–eylem" çerçevesi, ölçme-değerlendirme süreçlerinde de kendine yer bulmaktadır. Bu bağlamda, ahlaki muhakeme, toplumsal sorumluluk, vicdanlı karar alma gibi erdemsel gelişimi izlemeye yönelik nitel ölçme yöntemlerinin (örneğin yapılandırılmış gözlem, senaryo temelli değerlendirme) daha fazla önem kazanması beklenmektedir. TYMM öğrencilerin sadece ne bildiğini değil ne yapabildiğini de ölçmeyi amaçlayan otantik değerlendirme modellerini desteklemektedir. Bu kapsamda;
- Performans görevleri,
- Gerçek yaşam durumlarına dayalı senaryolar,
- Problem çözme uygulamaları ön plana çıkmaktadır.
Bu yöntemler, öğrencinin günlük yaşamla bağ kurmasını ve öğrenmeyi transfer etmesini kolaylaştırmaktadır. Modelin önemli bir yeniliği de teknoloji destekli ölçme araçlarının entegrasyonudur.
- Karekod tabanlı öğretmen geri bildirim sistemleri,
- Dijital portfolyolar,
- Online rubrik değerlendirmeleri,
- Adaptif test uygulamaları gibi uygulamalarla öğrencinin bireysel farklılıkları gözetilerek daha esnek ve kişiselleştirilmiş değerlendirme mümkün hale gelmektedir.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde Farklılaştırma ve Zenginleştirme
Dr. Abdullah Eker – Balıkesir Üniversitesi
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli (TYMM) bireyi merkeze alan, insanı ruh–beden bütünlüğüyle ele alan ve her öğrenciyi kendi potansiyeli doğrultusunda geliştirmeyi hedefleyen bütüncül bir eğitim vizyonu ortaya koymuştur Bu vizyonun sahadaki en önemli karşılıklarından biri, farklılaştırma ve zenginleştirme yaklaşımlarıdır. Farklılaştırma öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeyi, ilgi alanları, öğrenme hızları ve bilişsel stilleri dikkate alınarak eğitim sürecinin içeriğinin, sürecinin ve ürününün esnekleştirilmesi olarak tanımlanabilir. TYMM bu anlamda öğrencileri tek tip öğrenenler olarak değil, kendi içinde eşsiz gelişim çizgilerine sahip bireyler olarak kabul etmektedir. Bu anlayışla:
- İçerik farklılaştırma: Her öğrenciye aynı bilgi değil, ihtiyacına uygun bilgi sunulmaktadır.
- Süreç farklılaştırma: Öğrenme yöntemleri çoklu hale getirilmelidir (görsel, işitsel, kinestetik vs.).
- Ürün farklılaştırma: Öğrenciden beklenen çıktı, onun yetenek ve beceri düzeyine göre şekillendirilmelidir.
Zenginleştirme ise öğrencilerin potansiyellerini daha ileri düzeyde geliştirmek amacıyla müfredatın üstünde, ötesinde veya çevresinde yapılan derinleştirme ve genişletme uygulamaları olarak tanımlanmaktadır. TYMM bu anlamda:
- Tematik bütünlükle konuları disiplinler arası hale getirmiştir,
- Proje tabanlı öğrenme, yaratıcı düşünme, problem çözme gibi uygulamalara zemin hazırlamaktadır,
- Müfredatı yaşama ve toplumsal bağlama taşımakta, öğrencinin "neden öğreniyorum?" sorusuna anlamlı yanıtlar üretmesini sağlamaktadır.
TYMM'de farklılaştırma ve zenginleştirmenin başarıya ulaşması, öğretmenin öğrenciyi tanıma, izleme ve yönlendirme becerisine doğrudan bağlıdır. TYMM öğretmenlere farklılaştırılmış öğrenme ortamları tasarlamaları için birçok imkân sunmaktadır:
- Esnek zaman planlaması,
- Kademeli hedefler ve çoklu değerlendirme yolları,
- Ders dışı zenginleştirici etkinlikler (atölye, kulüp, toplum hizmeti),
- Programlar arası bileşenler (örneğin Türkçe dersinde fen okuryazarlığı ile çalışmak).
Bu uygulamalar, öğrencinin yalnızca bilgisel değil; duygusal, sosyal ve ahlaki gelişimini de desteklemektedir. TYMM'de farklılaştırma her öğrenciyi kendi gelişim yolculuğunda desteklemek demektir. Zenginleştirme ise yalnızca üstün yetenekliler için değil her öğrencinin öğrenmeyi daha derin ve anlamlı hale getirmesi için bir fırsat olarak görülmektedir. Bu anlayışla TYMM hem bireysel farkları gözeten hem de bütünsel gelişimi hedefleyen, çağdaş ve kökleri sağlam bir modeldir denilebilir.
Türkiye Yüzyılı Maarif Model'inde Senaryolaştırma İle Beceri Temelli ve Değer Eğitimi
Doç. Dr. Mehmet Ali Gündoğdu – İstinye Üniversitesi
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli (TYMM) eğitim anlayışında köklü bir dönüşümü hedeflemekte, öğrenciyi erdemli, duyarlı, üreten ve karar alabilen bir şahsiyet olarak yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu dönüşümde senaryolaştırma yöntemi hem beceri temelli eğitimin hem de değer eğitiminin en güçlü pedagojik araçlarından biri olarak öne çıkmaktadır. TYMM öğrencinin sadece "ne bildiğini" değil, "ne yapabildiğini" ölçen ve geliştiren bir anlayış üzerine kurulu olduğu için:
- Üst düzey düşünme becerileri (analitik düşünme, problem çözme, eleştirel düşünme),
- İletişim, iş birliği, esneklik, üretkenlik gibi 21. yüzyıl yaşam becerileri,
- Ve "bilgiyi hayata geçirme" odaklı uygulama becerileri modelin merkezindedir.
Ancak bu beceriler teorik içerikle birlikte gerçek yaşamla bağlantılı, sahici öğrenme deneyimleriyle kazandırılabilir. İşte burada senaryolaştırma devreye girmektedir. Bu yüzden senaryolaştırma öğrencilere günlük yaşamla ilişkilendirilebilecek, karmaşık ve çok boyutlu durumlar sunarak onların düşünmesini, değer yargılarını kullanmasını ve karar vermesini sağlayan bir yaklaşım olarak eğitimde kullanılmaktadır. Senaryolaştırmada bilişsel, duyuşsal ve eylemsel alanlar birlikte aktif hale gelmektedir. Böylece öğrenciler doğruyu söylemekle birlikte doğruyu yapmayı da öğrenmektedirler.
Senaryolar adalet, yardımlaşma, cesaret, empati, merhamet gibi değerlerin gerçek yaşam bağlamlarında uygulanmasını ve öğrencilerin bu durumlarda karar alma, çelişki yaşama ve çözüm üretme süreçlerini deneyimlemesini sağladığı için öğrenci merkezli bir öğretim uygulaması olarak etkili olmaktadır. Çünkü TYMM'nin hedeflediği "kâmil insan", hayatla, toplumla ve vicdanıyla bağ kuran bir bireydir ve bu bağın kurulması ancak senaryolaştırılmış, sahici, çatışmalı ve değer yüklü öğrenme ortamlarıyla mümkün olmaktadır.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli: Yazım Süreci, Bürokratik Arka Plan ve Kamuoyu Tartışmaları
Dr. Ünal Akyüz – Milli Eğitim Bakanlığı
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli (TYMM), Millî Eğitim Bakanlığı tarafından "yeni bir nesil için yeni bir maarif modeli" iddiasıyla tasarlanmış hem felsefi hem pedagojik hem de kültürel açıdan geniş bir arka plana dayanan bir eğitim modelidir. Bu model sadece müfredat düzeyinde bir güncelleme değil, aynı zamanda eğitim anlayışının köklü dönüşümünü hedefleyen bir paradigma girişimi olarak görülmektedir. TYMM'nin yazım süreci 2021 yılı itibariyle resmen başlamış ancak bu sürecin ilk adımları, daha önceki K-12 Beceriler Çerçevesi Türkiye Bütüncül Modeli (2023) projesine dayanmaktadır. Bu ilk çalışma çok sayıda öğretim üyesi, öğretmen, uzman ve bürokratın katılımıyla hazırlanmıştır. 2023'te hazırlanan çerçeve metin temel alınarak 2023'ten 2024 yılı ortalarına kadar süren bir buçuk yıllık süreçte yine kalabalık bir öğretmen ve akademisyenden oluşan çalışma grubuyla "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" hazırlanmış ve kamuoyuna açıklamıştır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinde erdem-değer-eylem çerçevesi, öğrenci profili, epistemolojik ve aksiyolojik bütünlük gibi yerli ve milli referanslar ön plana çıkarılmıştır.
Modelin şekillenmesinde başta Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı (TTKB) olmak üzere çeşitli genel müdürlükler, üniversitelerden akademisyenler, öğretmen ağları, eğitim STK'ları ve bazı düşünce kuruluşları rol almıştır. Ancak bu sürecin tamamında bürokratik hiyerarşinin ve siyasi iradenin etkisi belirgindir.
TYMM kamuoyunda hem umutla hem eleştiriyle karşılanmıştır. Öne çıkan görüşler şöyledir:
· TYMM'nin "kamil insan" anlayışı ve değer temelli yaklaşımı eğitimde anlam ve amaç arayışına bir anlam yüklemektedir.
· Modelin epistemolojik bütünlük, beceri-temelli öğretim, farklılaştırılmış eğitim gibi çağdaş pedagojik eğilimlerle uyumlu olması bir kazanımdır.
· Öğretmen geri bildirim sistemleri, farklılaştırma, okuryazarlık türleri gibi uygulamalar çağdaş eğitim sistemlerine entegre olma çabası olarak görülmektedir.
· Karma felsefi yapı: Eğitim felsefesi açısından modelin hem idealist hem pragmatist hem de realist unsurları bir arada barındırmaktadır.
· İçerikte sadeleştirme: Müfredat içeriğinde toplam olarak düşünüldüğünde ortalama %30 sadeleştirme yapılmasına rağmen detaylarda bir miktar artış gözlenmektedir.
· Uygulama riskleri: Öğretmenlerin, velilerin ve yöneticilerin modele dair bilinç düzeylerinin farklı olması, uygulama sürecinde parçalanma ve direnç üretme potansiyeli taşımaktadır.
TYMM Türkiye'nin eğitim sisteminde yeni bir yönelişin, daha doğru ifadeyle "maarifleşme" sürecinin başlangıç adımıdır. Ancak bu adım metinler ve sunumlarla birlikte paydaşların inancı, katılımı ve aidiyetiyle başarıya ulaşabilecektir. Bürokratik sürecin teknik becerilerle yürütülmesi önemli olsa da eğitim gibi derin sosyal etkileri olan bir alanın ancak toplumsal meşruiyet ve sahici katılımla anlam kazanabileceği unutulmamalıdır. Bu yüzden TYMM güçlü yönleri kadar gelişime açık taraflarıyla da birlikte değerlendirilmelidir.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde Beceri Temelli Eğitim
Doç. Dr. İbrahim Çetin – Necmettin Erbakan Üniversitesi
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde beceri temelli eğitim, öğrencilerin yalnızca bilgi edinmelerini değil, bu bilgiyi işlevsel hale getirerek yaşamda kullanabilmelerini amaçlayan bir öğrenme yaklaşımıdır. Model bireyin zihinsel, duyuşsal ve eylemsel alanlarını dengeli şekilde geliştirerek anlamlı, üretken ve sorumlu bireyler yetiştirmeyi hedeflemektedir. TYMM'de beceri temelli eğitim, klasik akademik başarı anlayışının ötesine geçerek, öğrencilerin eleştirel düşünme, problem çözme, iletişim, iş birliği, yaratıcı düşünme gibi üst düzey zihinsel süreçlerini merkeze almaktadır. Bu doğrultuda öğrenme ortamları, sadece bilgi aktarımı yapılan sınıflar değil, öğrencilerin karar aldığı, uyguladığı, hata yaptığı ve öğrendiği sahici deneyim alanları olarak yeniden tasarlanmaktadır.
Modelde beceriler, erdem-değer-eylem çerçevesi ile bütünleştirilerek ahlaki yönü güçlü bir karakter inşasına da hizmet etmektedir. Öğrencinin bilgiyle birlikte vicdanını, iradesini ve sorumluluğunu kullanabilmesi, modelin özgünlüğünü ortaya koymaktadır. Ayrıca beceri eğitimi, disiplinler arası öğrenme, senaryo temelli uygulamalar ve gerçek yaşam bağlamlarına dayalı etkinliklerle desteklenmektedir. TYMM'de beceri sınav başarısının bir parçası olmakla birlikte bireyin hayata hazırlanmasının, topluma katkı sunmasının ve karakter gelişiminin temel yapı taşı olarak kurgulanmıştır. Bu yönüyle model eğitimde yüzeyden derine, bilgiden hikmete, ezberden hayata geçişi temsil etmektedir denilebilir.